13 Ekim 2010 Çarşamba

Yakup Aksoy: “-Kemençe Öğreniyorum”


Bu makaleyi yazmak için 7 ay uygulamalı çalışma-araştırma yaptım.
Trabzon Köprübaşı Güneşli Köyü-Yüksek sıra mevkiinde duyduğum ve içime işleyip kalan; beni hep heyecanlandıran nağmeler o sırada omuzlarında oturduğum Fevzi Kara'nın Kemençesinden yayılıyordu.. Geçen zaman içinde belki her türlü müzik beni etkiledi keyiflendirdi...Ama kemençenin yeri bambaşka.. Bu keyfi daha fazla yaşamak için kemençe öğreniyorum...
Kendimi mutlu etmek için bana göre zor ama imkansız olmayan bir hedef koydum: 2010 yılında Kemençe çalmayı öğrenip yıl bitiminde kendim için ve kemençe sevenler için mini bir konser vereceğim.. Ne kadar başarabileceğimi doğrusu bende çok merak ediyorum..
Kemençe öğretmenini bulmam ve bir kemençe satın alarak kursa başlamam 20 şubat 2010 ile 20 Eylül 2010 arasında “Kemençe Öğrenirken” ve eğlenirken yaşadıklarım ve öğrendiklerimi bu konu ile ilgisi ve sevgisi olanlarla paylaşmak istedim.

210 günlük Kemençe öğrenme programımda kesintisiz 10 gün durmadan kemençe çalmışım...
Bir yıl önce koyduğum hedef, verdiğim söz gereği...gaydeler çıkıp yürümeye başladı..
20 Şubat-15 Ekim 2010 Kemençe Öğrenirken Oluşan İstatistik Notları:
Kemençe öğretmenlerim:1-Ordu'lu Rıza Can Özel, 2-Giresun'lu Yunus Emre Kurt
Toplam Kurs Süresi.(20.02.10-20.09.10).(210 gün).......
Toplam Kurs..................(27 gün X 1 Saat)..27 Saat
Ders çalışma (alıştırma-antrenman)..............225 Saat
Toplam Çalışma Süresi.................(10 gün)=252 Saat
Kemençemin Tamir ve bakımını Ayhan Kaya yaptı..
Üç kez "mi" telini kopardım..
Bir kez "re" telini kopardım..
Bir kez "kemençemin kapağı" kırıldı..
Bazen ben evi terk ettim..bazen evdekiler terk etti evi..kemençemin sesinden..dolayı..
Şimdi 4 yıllık okulun ilk yıl yarım dönemlik kısmını birtirmiş kadar kendimi "kemençe öğrenmiş" sayıyorum..
Daha önümde (Allah sağlık verirse) 4 yıl=3 bucuk sömestre kadar bir eğitim süresi var..en az..ilk etapta..
Bakalım ortaya neler çıkacak..
Kemençe ve yay elimdeyken çıkan her nota yada gayde bana aynı hazzı veriyor..
Negatif enerjimi alıyor..masaj yapar gibi dinlendiriyor.. pozitif enerji yüklüyor..
Yorgunluğumu alıp rahatlatıyor..
Bir senfoni orkestrası kadar zengin ses ve sürprizlerle dolu kemençeyi anlamak, dinlemek, öğrenmek..çalmak harika bir duygu..

KEMENÇE ÖĞRENİRKEN NEREDEN BAŞLANMALI, NASIL DEVAM EDİLMELİ?..
Kemençe öğrenme işlemi için önce pratik ve nota bilgisi olan bir öğretici ve yapım, ses ve akort kalitesi yüksek bir kemençeye sahip olmak lazım.. Seçilen kemençe ve öğretici öğrencinin yöresine uygun ve yakın olmalı.. İyi bir kemençe iyi bir öğretici yanında kemençenin tamir bakımını yapabilecek bir Kemençe Ustası’na da ihtiyaç vardır. Eğer kemençenin bakımı yapılamaz akort verilemezse öğrenme ve uygulama yapmak mümkün olmaz..
Öğrenme süreci başlamadan önce kemençe akort aleti, kemençe muhafaza kılıfı-kabı, reçine, at kılı yay, defter, kalem hazır olmalı..
Kemençenin muhafazası, taşınması, korunması, anatomisi konusunda öğrenci eğitilmeli. Kemençe çok zarif ve nazik bir alet. Güneş, yağmur, nem ve farklı hava koşullarından çok çabuk etkilenen ve ses rengi değişen bir enstruman.. Çarpma ve düşmeler kemençenin yapısını sesini bozabilir..
Kemençe öğrenirken bir futbolcunun antreman kondisyon çalışması gibi düzenli her gün alıştırmalar yapılmalı.. Günde sabah akşam en az 2 saat çalışılmalı..
İstekli olanların hemen başlamasını öneririm..
Ayhan Kaya= BEYKOZ KEMENÇE ATÖLYESİ ve benzer yerler bu aktivite için en uygun yer olduğunu biliyorum..

Kemençe sadece sesi, duruşu, kimliği ile değil etki alanı, karizması ve liderliği ile de kültür, keyif ve eğlenceli birliktelikler sağlıyor.
Kemençe öğrenme aktivitem Ordu’lu Rıza Can Özel’in bana aldığı Sürmene tarzı tok ve kalın sesli kemençeme yayın dokunması ile başladı.İlerleyen zamanda kemençenin anatomik yapısı, ses düzeni, temel nota bilgilerini öğrendim. Daha sonra "Kemençe Sevdalısı" eski yeni pek çok sanatçı ve insanla tanışma ve arkadaş olma imkanı sağladı bana Kemençem...
Beşiktaş’ta Trabzon Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Göreleli Mehmet Gündoğdu, Kemençe öğretmenim Yunus Emre Kurt, Karadeniz’in efsane Kemençe Üstadları Piçoğlu Osman, Bahattin Çamurali, Hüseyin Dilaver, Fahrettin Dilaver, Durkaya Kemal İpşir, Katip Şadi, Mehmet Sırrı Öztürk, Şevket Köroğlu, Yusuf Cemal Keskin ve günümüzde yaşayan birbirinden değerli pek çok sanatçı…
Anlatım ki Kemençenin sesi kadar karizması ve liderlik vasfı da var.. Yoksa etrafında bu kadar çok seven ve ondan faydalanan kitle nasıl oluşabilirdi ki..

Kemençemin yayı tele dokunduğunda çıkan titreşim ve ses her yerimi dolaşıyor masaj yapan iki uzman el gibi vücudumu ve ruhumu rahatlatıyor..
Kemençe ve yay elimdeyken çıkan her nota yada gayde bana aynı hazzı veriyor..
Negatif enerjimi alıyor..masaj yapar gibi dinlendiriyor.. Pozitif enerji yüklüyor..
Yorgunluğumu alıp rahatlatıyor..
Bir senfoni orkestrası kadar zengin ses ve sürprizlerle dolu kemençeyi anlamak, dinlemek, öğrenmek..çalmak harika bir duygu..
Kemençe beni olduğum yerden alıp uzaklara, okyanusta ıssız bir adaya, dağın zirvelerine, denizlerin ücra koylarına getiriyor.. Yoğun ve yorgun çalıştığım rutin işimden belki evim ve semtimden beni alıp tatil yapan dinlenen bir turistin dinlenmişliği gibi tekrar aynı yere daha kuvvetli enerjiyle döndürüyor.


KEMENÇENİN BUGÜNÜ VE YARINI HAKKINDA
Karadeniz bölgesinin simge müzik enstrumanı Kemençe bugün ehil olmayan "köşe dönücü" bazı eller tarafından tükedilip zarar verilsede bir başka oluşum Kemençe'yi Türkiye ve Dünyada yükseltmek için amatör ruhla akademik formasyonla ilerleyen çalışmalar yapıyor..
Kaynağında yetişen, o bölgeden beslenen, Karadeniz'in Kemençe Üstadlarının kültür ve heyecanını başarıyla sürdüren Yöresel Sanatçılarımız bölgeye ve Karadeniz Müziğine önemli katkı sağlıyorlar...
Kemençe dün olduğu gibi yarınlarda da Karadeniz Kültürü'nü temsil eden yaşatan, yükselen bir değer olarak ilerlemeye devam edecek..

Günümüzde Kemençe bir kısım müzik adamının "arabesk-pop tarzı" gayde icra etmelerinden dolayı değer kaybına uğruyor..
Elektro ritim ve benzer alet ve ekipmanla birlikte "piyasa tarzı" kemençe sanatçı ve gaydeleri TV'lerde boy gösteriyor ve "başkan obama", "kapsama alanı" besteleri disko-pop tarzı söylemlerle "Karadeniz Müziği" diye her yeri kaplıyor.. Daha çok "kısa yoldan para kazanma sevdası" maalesef "kemençe sevdasını" yok ediyor, zarara uğratıyor..

Karadeniz'in değişik yörelerinde doğup büyüyen alaylı gençler "akademik eğitim"le Kemençenin dünü ile yarını arasında sağlam köprüler kuruyor..
Karadeniz coğrafyasında doğup büyüyen ve o bölgenin zenginliklerini içinde üzerinde taşıyan yeni nesil Kemençe sanatçıları akademik eğitim sonrasında "otantik kemençe" ile yaptıkları çalışma ve sunumlar ile Kemençenin sevilmesi ve sonraki kuşaklara taşınması için başarılı çalışmalar yapıyor. Bu konuda çalışma yapan Tirebolu'lu Mehmet Gündoğdu ve Ordu'lu Rıza Can Özel bu tarz çalışma için örnek isim olarak gösterilebilir.. İcra, sunum, imaj, pazarlama vizyon anlamında bilinçli ve planlı hareket eden "hem alaylı-hem mektepli" bu akademisyenlere Kemençe'nin sesini yükseltmek için büyük sorumluluk düşüyor..

Günümüzde Picoğlu Osman, Bahattin Çamurali'nin yolundan giden sanatçılar en az akademisyenler kadar Karadeniz Müziğine katkı sağlıyor..
Karadeniz'de Usta-Çırak ilşkisiyle yetişen ve günümüzde Üstadların gelenek ve kültürünü yaşatan Karadeniz sanatçıları hem bölge insanı hem de Karadeniz Müziğine büyük katkı sağlıyor.. Mehmet Sırrı Öztürk, Yusuf Cemal Keskin, Katip Şadi ve aynı çizgideki sanatçılar bu çalışma ve oluşuma en iyi örnek olarak gösterilebilir.


Komşumuz Yunanistan'ın Eurovizyon Yarışmasına "Karadeniz Kemençesi" ile katıldığı günümüzde bu sihirli alete öz yurdunda halen "Gıy Gıy" muamelesi yapılması boş vermişlik ve acizliğimizin bir göstergesidir.
Kemençemizin ana yurdunda hak ettiği değer verilmeyişi; bizim daha çok çalışmamız için önemli bir neden olmalıdır.. Kemençeyi seven ve bu enstruman ve kültürü özüne sadık kalarak akademik bir formasyonla işler yorumlarsak Türkiye ve Dünyada "Kemençe Starları" çıkarmamız mümkün olur.. Kültürümüze ismimize sahip çıkmazsak, inanmazsak bize kimse inanmaz..
Doğru olan bu sihirli sesin emin ellerde yükselmesi bölgeyi, ülkeyi, dünyayı sarmasıdır.. Bu güzelliğin olacağına inanıyor, bu amaca yönelik çalışan yürekleri gönülden destekliyoruz..

KEMENÇE'NİN HAKKINDA: ANATOMİSİ, NEDİR, NASILDIR, SESİ NASIL VERİR?..
Kemençe, Güneydoğu Karadeniz bölgesinde yaygın olan ve rebap, keman türü yaylı çalgılarla akraba olduğu sanılan, bir yay yardımıyla çalınan üç telli geleneksel halk çalgısının adı olup, klasik kemençe ile karıştırılmasını önlemek amacıyla Karadeniz kemençesi ya da Laz kemençesi olarak da adlandırılmaktadır.

Coğrafi dağılım
Karadeniz kemençesi temel müzik aleti olduğu Giresun, Ordu ile Trabzon'un yanı sıra Kuzey Gümüşhane ve Batı Rize'de, kısmen Samsun sahilinde, Cumhuriyet döneminde Karadenizlilerin topluca göç ettiği Adapazarı, İzmit köylerinde ve büyük şehirlerde, 1923 mübadelesiyle Yunanistan'a giden Rumlar tarafından başta Selanik olmak üzere Kuzey Yunanistan'da yer alan göçmen köylerinde kullanılmaktadır.

Akort
Karadeniz kemençesi genellikle 4'lü aralık sitemine göre akort yapılır: E [mi] –A [la] –D [re)formunda akort edilmekle birlikte, nadiren de olsa tulum ezgileri genelde zilden çalınır; (özellikle Trabzon Maçka ve Kuzey Gümüşhane'de) da (A [la] – D [re] – D [re]) formu kullanılırki zil ve orta tel aynı akortta olur..

Yapım
Kemençenin gövdesi dut, karadut, akçaağaç, ardıç, ladin veya erik ağacından tamamen elde oyularak tip ve özelliklerine göre 3-15 gün içerisinde yapılmaktadır. Özellikle Görele,Vona (Perşembe), Ordu, Fatsa, Ünye, Eynesil, Mesudiye, Akyazı, Vakfıkebir, Akçaabat, Tonya, Maçka, Sürmene'de süreklilik arz eden kemençe yapımcılığı genellikle babadan oğula geçmekte ve yapımcılar hiçbir resmi eğitim kurumunun formasyonundan geçmemektedirler. 19. yüzyıla dek bağırsak olan teller yerini metal olanlara bırakmıştır. Teller inceden kalına doğru zil, sağır ve bom olarak adlandırılmaktadır.

Kemençenin bölümleri, anatomisi:
Kemençe başlangıç ile bitiş arasında 51 santimlik bir çalgıdır. Sesin oluştuğu tekne kısmının boyu : 41.5 cm’dir. Kemençenin ön yüksekliği : 5 .5 cm,Tutma yeri (sap)ın taban arka yükseklik : 5 cm’dir. Klavye: 8 cm, Klavye genişlik : 2.5 cm,
İki kaş arası mesafe : 3 cm’dir. Telin alt bağlantı kuyruğu : 10 cm, Zil ( ince-re sesi )tel : 0.25-028 mm, Orta tel (la sesi): 0.28-0.30 mm, Kalın tel (mi sesi) : 2 numara, sarma tel ( keman teli ). Yay boyu : 50 cm, Eşik yükseklik : 2 cm
Genişlik : 4.5 cm—2.5 cm, Kapak kalınlığı : 2 mm’dir.
Kemençe çoğunlukla sandalyede rahat oturularak çalınır..Hareketli horon gaydelerinde Kemençe icracısı gaydeyi ayakta icra edebilir..

Kemençede sesin oluşması yayın tele sürtünmesi ile oluşan titreşimin kemençenin eşiği ile kapağına inmesiyle başlar.
Ses eşikten sonra kapak ile tekne arasındaki direk vasıtasıyla gövdeye iner..Tel vasıtasıyla sap ve kuyruk kısmına doğru ilerler..Her iki yönden dolaşan ses kemençenin teknesinde buluşur çoğalır ve basılan nota ahenkine göre yükselir, dağılır..
Kemençe Karadeniz bölgesinde Giresun (Görele)’den başlayarak (Ağasar Bölgesi) Şalpazarı'na kadar inceden başlayarak kalına doğru sesi yükselir.. Sürmene’ye geldiğinde Kemençenin sesi daha tok ve keman tadına yakın olur..

Yakup Aksoy: Mantı Keyfi/ Kurucu Ortak, Karikatürist, Yönetim Danışmanı
13 Ekim 2010 Beykoz-İstanbul
http://yakupaksoy.blogspot.com

1 yorum:

  1. Kemençe ve yay elimdeyken çıkan her nota yada gayde bana aynı hazzı veriyor..
    Bir senfoni orkestrası kadar zengin ses ve sürprizlerle dolu kemençeyi anlamak, dinlemek, öğrenmek..çalmak harika bir duygu..Bunlar ne güzel cümleler.kemençe henüz tam çalamasam da bana da aynı keyfi veriyor,ifade edemediğim cümleleri bu sayfa da bulmak mutlu etti beni.ne güzel anlatmışsınız benim küçük kemençemi...elinize sağlık elif

    YanıtlaSil